2 Kasım 2010 Salı

Çiğnenen Ruh Efektleri


ÇİĞNENEN RUH EFEKTLERİ

Hayat sanki susuz kalıyor, hayat sanki damarlarımda çatır çatur bir kahraman.
Gözlerimi kapatıp bir süre dinlenmeliyim. Bu istek üzere hayaller kurmanın yasak olmadığı bir yerdeyim en azından. Sabahleyin, yeni doğan bir bebeğin kıyafetlerine baktım. Hayata minicik kıyafetleriyle gülümseyecek bebeğin aramıza gelişinin ruh sevinçleri... Oldukça soğuk bir günde üstelik. Sıcak bir şeyler arıyor olmanın heyecanıyla atıyor kalbim. Küt küt… 

Zamanı gelince kavuşuyor illa kavuşacak olan. Düşümden öte, bir halden sıyrılıyorsun.Yaralarına sağılıyorum.

Annemi düşünmenin oldukça yerli olduğuna kanaat getiriyorum çoğu zaman. Annemin sıcacık ellerini ve göğsüne başımı yasladığım gölgesinin varlığını düşünüp burnumun sızlaması nasıl bir duygudur, belki anlayabilirsin. Yok olanımı hiç aratmayan anneanneme sarılmanın kalıtsal gerçekliği. İşte yine boğazıma bir düğüm atılıyor. Görüntüde sakin, içimde pat küt seferler.

Koşu ver, kalbimin yanına koyuver kulağını; çınlıyor illa bir muhabbet bağı kalbine kalbine.

Ritmim bozulsa da hayat süprizlerle dolu; ben hayata tek başına tutunmanın ürkekliğiyle büyüyen ufacık bir çocuk taşıyorum. Aslında kalbim, dünyadaki büyün okyanuslardan daha büyüktür. Kim bilir kaç yüz bin okyanus taşıyabilir insan? İtikafa girdiğim vakit, bedenimden çıkıp dünyanın herhangi bir sokağında, herhangi bir şehrinde, herhangi bir kıtasında, hacmi küçük kalbimin evrende ne kadar büyük bir yere sahip olduğunu ölçme çabasındayım. Yakınlaştıkça büyüyen, uzaklaştıkça küçülen bir kalbe mi sahibim; tanrım dünya mı çok büyük yoksa kalbim mi? Tasavvurumda  hezeyanlar. Sonuç olarak artıyor, gökdelen oluveriyor atılışı kalbimin, güm güm güm…

İnsan kalbi boşluğa bir suret bırakıyor, uçurumlarca gecikmiş her yaşanmamışlığı için...

İçinde binlerce kurgu oluşturabilecek kadar geniş kapasiteli kalbimin, bazı zamanlarda güm güm diye atışına dinleyici kalabiliyorum ancak. Hırslarımın, kıskançlıklarımın, sakinliğimin, dev gibi hissedişimin ve küçücük kalışımın, kalbimin pıt pıt ya da tık tık ya da tok tok atışıyla bir bağlantısı olması gerekli. Sanıyorum korkularımın da büyük ölçüde bu seslere eş anlamlı değer kılındığı oluyor. Bütün bedenimin bir depremi hissedip korkması ve kalbimden gelen sesler, hiç de hoş karşılanmıyor hislerimce. Korkuyla öfkenin ve merhametin aynı yerlerde olması  bir genişlik oluşturuyor bende. Anlatamadığımdan eminim.

Beni huzura davet eden geçmişin bıraktığı korkularla yüzleşmek zamanlarım...

Bebeklerden bahsetmeliyim. Onların küçük ve geniş dünyalarından. Anne karnında yaşamlarının en önemli dönemlerini geçiren bebeklerin erken dünyaya geldiğinde kendilerini solunum cihazlarında bulduklarını ve uzun zaman küvezde kalmak zorunda olduklarını gerçekten bilmiyordum. Anne karnının güvenliğine bir kez daha hayran oldum doğrusu. Tek şansımız minicik ellerini görebiliyor olmamız, uzaktan da olsa. 

İnsan büyüdükçe ne çok kirleniyor. Çevre kirliği dedikleri şeyin kalplerimizden başladığını sana kimse öğretmeyecek. Bu hayatı söke söke öğreneceğini de kimse söylemeyecek.


Dünya bir otobansa, yolun sonundaki ahirete koşan koşucuların dikkatini çekerim ki, düşündüğünüzden daha çetrefilli günbatımları vardır. Cennet ve cehennem gibi yol ayrımları üstelik. Tercihi yapan kişinin kendisidir.

Doğru yolda ilerleyen plastik arabalarım var benim. Size kurgusal gerçekliklerinden bahsetmeliyim belki de. Üç şerit halinde ilerliyorlar, üstleri açık ve motor gücü oldukça kuvvetli. Eski model arabalarım. Bakımlarını iyi yapıyorum, toz temizleyicileri benim. Geçenlerde üstgeçitten geçiyorken fark ettim de, gerçekleriyle ne kadar da benzeşiyorlar. Kendimi onlarla yarışamayacak kadar aciz hissettikten sonra, onlarıysa benimle yarışamayacak kadar zavallı görüşüm arasında saniye farkı var. Bir gürültü kopuyor sonra. İçimdeki canavarı durduramıyorum. Tıpkı günahlarımın çarpışması gibi, kalıcı hasar bırakmaması için dikkat kesilmeliyim. Yoksa yolun sonunda varacağım yer cehennem kesilebilir. Kutsal kitap yazıyor.

Kir pas tutmaması için dualar ettiğim kalbimden çıkan çeşitli efektleri izleyip irdeleyip kalp hazinenizle şereflendirdiğiniz için minneti bir borç bilirim.

2 yorum:

  1. Kalbiniz kir tutmasın diye bir dua da toza toprağa bulanmış bir kalpten gelsin. Plastik arabalarınız doğru yoldan çıkmasın.

    YanıtlaSil
  2. Estağfirullah ve amin. Arabalarım çok güzel ama. umarım duanız olsun yoldan çıkmamaları. varolasınız.

    YanıtlaSil

GELEN MESAJ

Uzunca zamandır işlediği nakışı sehpanın üzerine bıraktı ve telefonuna gelen mesaja baktı. Yüzü ekşi bir tat almışçasına büzüştü ve kendin...