29 Kasım 2010 Pazartesi

Yüzümün Mus'abları

Leyla türkülerine esir düşüp,
özgürlüğüne kavuşan kadınlar gibi
Basit kuramlardan hesaplar yapıp,
yağmur altında sırılsıklam olmaklar
düşlemek loş bir ışıkta tanrım, yâr ellerini.
Olmuyor,
tekleyecek kalbi yeryüzümün.

Gülümsüyor adamlar, o günü hatırlıyorum
kahkahayla doluyor şiir okuduğum odalar
Suçlusunu arayan ırmaklar, peşim sıra çığırtkan
Gözlerinin anlatmadığını, kalbimin derinliklerinde algılayabilmek.

Tanrı suçumu biliyor, ben her seferinde yenilenen bir dilenci
Tutsaklığına gecenin, öylesine acizliğine varlığımın
Yegane temelini yağmalayıp duruyor olmaktayım,
yüzümü asıyorum askılar boşalıyor
eğiğim, şarkılar içimi karşılamayan koşucular.

Dini literatörler , beynimde yankılanan azgın boğa ritimleri,
Akşam eve vardığımdaki karmaşıklık
Aç gezmek, haberleri dinlemek, anlamak istemekle meşgulken
Nasıl oluyor da kalbimin hapşırıklarından irkilebiliyorum.

Leyla diyorum, cesurdu, en azından ateşe suyla giden aşık
Ben deniz kenarında sonsuzluğa bakarken bile
Boğulmaktan korkan bir ürkek.

Bağırmak istiyorum, uhudda musabla olmak ya da
Leyla hu desin. Hu desin. Hu hu.
Ben yorulayım, mus'ab mus'ab mus'ab
...

Rabia Görmüş

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

GELEN MESAJ

Uzunca zamandır işlediği nakışı sehpanın üzerine bıraktı ve telefonuna gelen mesaja baktı. Yüzü ekşi bir tat almışçasına büzüştü ve kendin...