Gemileri nereye götürüyorduk ki, nereye kaçıyorduk, meselemiz neydi?
Uykumuzda biriktirdiğimiz rüyalardan yapılmış kahvaltılar sonrası
Bir morg sefası düşünecek değildik, yüzümüzü yıkayacaktık örneğin
Öncesiz, kapı aralıklarında bekleyecektik, çocuklardan utanmadan
Üstelik güvertesiz bir gemide düşünemezken, bıkmadan salınacaktık
Her dalgada, her fırtınada, her sarhoş olduğumuzda.
Dünya sallanacaktı, biz sallanacaktık, anılarımız örneğin
Duvarda asılı duran her şey gibi, farkında olmayacaktık az sonra sevinçlerimizin
Bu da çok konuşulacak gibi
Ben bir sigara içeceğim, sen gireceksin aramıza
Zaman farkıyla kazanılan yarışlar ortasında
Ben bir at olacağım örneğin, sonsuz bir saygıyla
Seveceğim sonsuz bir arzuyla, sonra intikam gibi
Sonra ilk bahar gibi, sonra bir nefes ötemizde duran
Kül tablamızdan anlaşılacak her şey
Yazılmış bir romanı oynar gibi örneğin
Bıkmadan deneyeceğiz aynı rolü, usumuz hep yeniden
Denenmemiş gibi, koşacak dörtnala
Ta ki kazanana, ta ki sonsuza, ta ki tamamlanana dek
Şu çılgınlık vurulduğunda kırmızıya
Eklenecek ne çok ünlem olacak aramızda
-hepbeklerkenhiçbirşeyimizyokkenyadaolduvarsaymışkenbedenimdeve ruhumdakarmaşıkbir İLKbahar,örneğin.-
11 Kasım 2010 Perşembe
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
BAHÇEDE ALTIN SARISI SAÇLAR: Bir Macara Hatıratı
BAHÇEDE ALTIN SARISI SAÇLAR: Bir Macara Hatıratı “Annesi Erken Ölen Çocuklar İçin” Rüzgara koyu renk bir elbiseyle çıkmış ağacın, dallar...
-
Boşluğa bağırıyorum, çığrından çıkmış uzun koridorlara. Beyaz ve sonsuz yollara bağırıyorum. Olmasını istediğim düzenin hiçbir zaman olmayış...
-
Tane tane sevdiğim şehirden iki güzel geçti. Dün fatihin vatan caddesinde çiçeklerle birlikte yanımda bir güzel, öbür güzele gider iken içim...
-
-Alaçatı notları- Denizin uçsuz bucaksız izlenebildiği, suyun sükunetle hemhal olduğu, karşı kıyılarda dağların siluetinin bir resim tabl...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder