4 Ocak 2022 Salı

KAYIP KENTİN BULUNUŞU

 

"Kalbinde çözülmeden kalan her şey için sabırlı ol. Soruların kendisini sevmeye çalış; kilitli odalar veya yabancı lisanlarda yazılmış kitaplar gibi. Cevapları şimdi arama. Şu anda cevaplar sana verilemez; çünkü sen henüz onlarla yaşayamazsın. Bu, her şeyi o an yaşama meselesidir. Şu anda soruyu yaşaman gerekiyor. Belki daha ileride, farkına bile varmadan, günün birinde kendini cevabı yaşarken bulacaksın."

– Rainer Maria Rilke / Duino Ağıtları

Günümü güzelleştiren sabah aydınlığı bir gülümseyiş, güneşin bana gülümseyişi. İleride ne olacağını, geçmişten ne getirdiğimi düşünmeden ilerlemek. Umut dolu olmanın sırrı iyi bir “öz şefkat”. Bir çok kere düşüp yeniden kalkmak ve yeniyi deneyimlemenin o hazzı paha biçilemez. Dünde kalanlardan, gelecekte olacaklardan uzak bir yerde olmak “şu anda” olmaktır. Benim sırrına vakıf olmadığım bir sürü yaşam varken alacaklı olduğumu iddia ettiğim çok zamanlarım oldu. Şimdiye baktığımdaysa amacımın varoluşuma katkısı olanları harmanlamak olduğunu gözlemliyorum. Kendimi özgürce ifade edebilmenin kaçınılmaz ferahlığı ile adımlarımı atıyorum. Korktuklarımın aslında kontrol edemediklerimden kaynaklandığını görüp “haydi” komutuyla dansa kalkıyorum. Dans bitince  nefesime ve kalbimin ritmine ve sakinliğin gelişine kadar ki sürede sıcaklığıma bakıyorum. Unutmadan ve nazikçe karşılıyorum geleni ve gideni. Bana gelen benim istediğimdir, benden giden yine benim istedğim. Yani gitmesini dilediğim…
 Her şeyin bir vaktinin olduğuna şahitlik ettiğim günlerdeyim. Çok beklediğim, çok acı içinde kıvrandığım ve umudu tıpkı yıldız kaplı gökyüzünden kayan bir yıldızı gözler gibi gözlediğim zamanlarda bir kız çocuğunun içimde debelendiğini gördüm. Bir el, beklediği bir eldi sadece, “yaparsın” diyebilecek bir el. Destek ihtiyacımın kapısında kaç yıl beklediğimi bilmiyorum. Kapının açılışı ise kendime gösterdiğim “öz şefkat” ile. Hiç ummadığım bir zamanda, içimde bulduğum o elin desteği, kendi varlığım. “Meğer bende miymiş aradığım?” ve “Meğer ben miymişim o elin sahici gücü” ve “ Meğer güneş bana her sabah mı böyle gülümsüyormuş?” …
Kapının anahtarı farketmenle açılıyor. Bildim. Gördüm ki, sakinlik hep olmak istediği yerde şimdi. Ve telaşı da kucaklıyorum olabildiğince. Yeterince ve yerinde. Umutla dolu kalbim, bazen inişte olabilir, hepsi hayata dahil. Hepsinde bir parçam mevcut ve bu mevcut olma halimle kucaklıyorum, kendimi ve enerjisiyle beni akışa davet eden her şeyi, herkesi.

Ah, içimde bir şiir, benim bize:
uzak diyarda, dağ yamaçlarında bir yerlerde
dallarından hüzünler sarkan bir ağacın gövesinde
bir el, köklenmiş beklemekte
elin sahibi evin sahibi. O ev içimizde dumanını tüttürmekte.

 

Rabia Görmüş 04.01.2022

Nar Ağacı Güzellemesi

İçimdeki acıyı tanıyorum. Uzun yıllardır içime çöreklenmiş olan o büyük acıyı. Kirpiklerimin enstrümanımın telleri gibi titreştiği o büyü...