13 Kasım 2022 Pazar

Kabul

 "Derler ki şairler içlerindeki nehirlerden karsiya geçirdikleri kayiklara vurulur.

Ya da demediler farzet.

Bir elmayı ikiye bölüp, yok bildiğin iki yarım bu masalda yok.

Bir elmadan başlayan hikayesi hayatımın, sahiden bir elmadan mi bilmem? Bir şekilde başlayan hikayesi hayatımın. Yarısı yaslı ve kırgın. Tamamlanmamış diğer yarısı hikayemin. Hüzünlü bir müzikte sallanıp duran bir yaprak, misal rüzgar esse ve durulsa...

Şaşırtıcı olmaz mı? Olur."


Bu karmaşada başladı hayatı.. Tüm tek düzeliklerden bağımsız dans eden bir kadının, iç sesleriydi bunlar. Devam eden bir müziğin ortamda durmasıyla içinden geçti hıçkırık ve ağlamaya başladı kadın. Ona göre dünyanın en güzel yazısı olsa bile kendi kaleminden akan satırlar paramparcaydi...nehri, elmayı, ikiye bölünen kapı zilini ve varlığının içinde kendi bölünmüşlüğünü düşündü. Yeniden başlayabilmek için eksiği neydi? Görmek? Duymak? Hissetmek? Yok hiç biri değildi. "Kabul" evet kabuldü... Kökleri belirsiz izdiraplar çekmiş bir canlı gibi düşünmek istedi... Dağıldı içinde bir ömür, geriye saymaya başladı, doğduğu eve ve güne... Bu topraklarda çıplak ayak koştuğu günler... Ahh... Bu topraklarda gün batımı... Ve bu topraklara kabulü bıraktı, büyüsün serpilsin diye ....


Yazmaya devam etti:


"Şaşirdı durdu ortasında nehrin. Baktı esmer ellerine,derin bir iz var içimde.. çok serin"


#yazilarim

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

GELEN MESAJ

Uzunca zamandır işlediği nakışı sehpanın üzerine bıraktı ve telefonuna gelen mesaja baktı. Yüzü ekşi bir tat almışçasına büzüştü ve kendin...