27 Ekim 2011 Perşembe

KOYNUNDA MASAL SAKLAYAN ZAMAN / rabia görmüş

Yeni dünya düzeni, evet dereler özgür akmalıydı, sular kesilmemeli
içtiğimiz sularda kir pas, aşkın ikinci devresinde diğer yüzlerimiz
beni bilen bilirdi, olsundu, bu sonbaharda da çimenlere yatmayaydım
raporlu bir delinin izmaritinden almayaydım, fatmagülün suçu yoktu, öldü
Bizim elin günün tütününde gözümüz yoktu, kibrit kız, çizmeci çocuğu uzaktan
pamuk prenses redkiti yakından izliyordu, herkes yalancıydı,
ben izninizle ağlayacaktım, izinsiz ağladım, herkes mes’uddu.

kanter içinde gece, bir çay demle deyivereydim, ellerin titrerdi
alnımız açıktı, biz kararttık, dudaklarımızdan çıkan aşk dolu sözcüklerle
bir gerilim filmi gibi uslanmadan yazıyordu her bir beyin
çizmeci kız oluveriyordu, kibritçi çocuk
ellerimiz üşüyüveriyordu, olsundu, beni bilen bilirdi, hep ağlamaklı.

Aşk sarı saçlarını gülümseyen yüzüne takıp,
adına karamela sevgili dediklerinde yüreği sızlatan
bir sevgilinin dördüncü boyutu oluveriyordu, olsundu. Bilinmeyedursundu.

Ben kararttığımda içinizi, dünya gözlerime küçücük göründüğünde, seni unutmaya gayret ettiğimde, hiçbir telefonun öbür yüzüne çıkmayıp, gözlerden ırak gönüllere yakın bir serüvenin baş kahramanı oluverecektiysem,
niçin bunca zaman sonra
içime kuşku salan gölgelere hiçaldırmadan
şimdimle geleceğim arasında
kırmızı hırkalı çocuğun, lacivert eşarplı kıza tutkuyla aşık
olma ihtimalini düşünmedim ki.
Olabilirdi, gayet insandım, gayet kendimden emindim, gayet tavrım keskindi. Ama sonra
olur ya bir gün beni onun gömleğine dahi el süremeyecek kadar aşık bulursan
dilim tutuklu, gözlerim başkasına bakamaz, duam duam o kokuyorsa her yan
beni tüfengimiz gibi sakla,
beni dizinin dibinde. Öyle sessiz duruyorum zamanın ortasında.
Anla.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

GELEN MESAJ

Uzunca zamandır işlediği nakışı sehpanın üzerine bıraktı ve telefonuna gelen mesaja baktı. Yüzü ekşi bir tat almışçasına büzüştü ve kendin...