Dağ gibi, yıkılmadan, öylece tayfadan bir eksilmişliği varmış gibi
dün geceden, evvelsinden, daha geçmişliğinden koşmuşcasına
Kan ter, lalüebkem, korkmuş, ürkünç bir ceylandırsın geceden
...
o şehr-i dilber, saçlarında koca surların birikintisi, ellerden ırak gül esintisi
bâd-i sabâ, su sesinden eser, gözlerinde çağlayan neyin nesi
bir koy bulup sığınsa insan, hüzn-ü dilber, kalbinden acı sağar eller.
Şiire küslük, kalemin kırılmışlığı, gündüzün geceden alınganlığı
olsa olsa bir kehribar tesbih, zikr-i aynımızdır asr-ı saadet
Bir ayın dolmuşluğundan ibaret, sonra hilal, sonra gençlik
ömr-i güzeşte bitaptır, susamıştır tez vakte
dileğidir aşk-ı ekber, dileğidir aşk-ı veled
bâd-i sabâ, su sesinden eser, gözlerinde çağlayan neyin nesi
bir koy bulup sığınsa insan, hüzn-ü dilber, kalbinden acı sağar eller.
Şiire küslük, kalemin kırılmışlığı, gündüzün geceden alınganlığı
olsa olsa bir kehribar tesbih, zikr-i aynımızdır asr-ı saadet
Bir ayın dolmuşluğundan ibaret, sonra hilal, sonra gençlik
ömr-i güzeşte bitaptır, susamıştır tez vakte
dileğidir aşk-ı ekber, dileğidir aşk-ı veled
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder